{ "title": "Biyoteknoloji", "image": "https://www.hucreler.gen.tr/images/biyoteknoloji-8061.jpg", "date": "21.01.2024 03:01:38", "author": "Ceyhun YILMAZ", "article": [ { "article": "Biyoteknoloji, genetik, fizyoloji, biyokimya, hücre ve doku biyolojisi ile makine, elektrik, bilgisayar mühendisliği gibi alanların ortak çalışmaları sonucunda sağlık, ziraat, gıda ve endüstriyel kullanıma yönelik ürünlerin geliştirilmesini amaçlayan çalışmaların tümüne verilen isimdir. DNA alanında yapılan çalışmalar ile bitkilerin genetik yapısının değiştirilmesi sonucu daha verimli ve dayanıklı bitkilerin elde edilmesinde biyoteknoloji önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle biyoteknolojideki son gelişmeler DNA ile anne ve babadan çocuğa aktarılan bazı kalıtsal hastalıkların önüne geçilmesine olanak sağlamaktadır.

Biyoteknolojinin Tarihi Gelişimi Biyoteknoloji son yıllarda duyduğumuz bir terim olsa da aslında yüzyıllardır insanlığın kullandığı teknikler biyoteknolojinin temellerini oluşturmaktadır. Bundan 4000 yıl önce antik Mısır döneminde oksijen bulunmayan ortamlarda mikrobiyolojik proseslerle, fermantasyon tekniği kullanılarak şarap üretilmesi biyoteknoloji tarihinin ne kadar eski olduğunu gözler önüne sermektedir ve yine antik Mısır döneminde fermantasyon tekniğinin kullanılmasıyla o günün şartlarında 50 çeşit ekmek üretilebilmesi şaşırtıcı bir durumdur. 19. Yüzyılda Mendel'in mikroorganizmaları keşfetmesi sonucu biyoloji alanındaki gelişmeler biyoteknolojide yeni bir çağın başlamasına öncü oldu diyebiliriz. Lister, Pasteur, Koch tarafından mikrobiyal prosesler ve fermantasyonun kapsamlı olarak araştırılması için enstitüler kuruldu. Günümüzde hala etkin olarak kullanılan biyoteknolojik yöntemlerden pastörizasyon yöntemi adından da anlaşılacağı gibi 1860 yılında Louis Pasteur tarafından keşfedildi. Henry Wallance benzer bitkilerin genlerini birleştirilerek daha fazla verim elde edilecek tohumları üretmesiyle ziraat alanında biyoteknolojinin öncüsü olmayı başardı diyebiliriz. James Watson ve Francis Crick bir canlının genetik kodlarını barındıran DNA sarmalını 1953 yılında keşfetmesi biyoteknolojinin ileride kalıtsal hastalıklara çözüm üretmesi için bilime ışık tutar niteliktedir. Günümüzde bilim adamları hala DNA sarmalının gizemini tam olarak çözememiştir. Fakat bu yönde olumlu gelişmeler, ileride bitkilerin kendini hastalıklara karşı koruyabilecek düzeye gelmesi ve hatta kol, bacak gibi kopan uzuvların yeniden oluşturulabilecek biyoteknolojik gelişmelerin olması beklentilerin arasında yer almaktadır.

Biyoteknoloji Kullanıldığı Bazı Alanlar ve Faydaları Nelerdir?

Sağlık: Biyoteknoloji Sağlık alanında özellikle hastalıkların tanısında ve tedavisinde etkin olarak kullanılmaktadır. Bazı homonlar, proteinler, antikor ve vitaminlerin üretiminde biyoteknoloji oldukça önemli bir rol oynar. Yapay organ ve doku üretimi, şeker hastalığı, kalp hastalığı gibi kalıtsal hastalıkları taşıyan genlerin sağlıklı genler ile değiştirilerek yeni doğacak çocuklarda ortaya çıkmasının önlenmesi, biyoteknoloji sayesinde geliştirilen yöntemler arasındadır.

Ziraat: Ziraat alanında özellikle verimi arttırmak amacıyla yapılan çalışmalar oldukça başarılı olmuştur. Bitkilerin maruz kaldığı bakteri, virüs ve mantar gibi verimi düşüren canlılara karşı yapılan çalışmalar sonucu bitkilerin dayanıklılığının artması sağlanmıştır. Buğday, pamuk, ayçiçeği, domates gibi bitkilerin verimini arttırmak için biyoteknolojik melezleme yöntemleri kullanılarak yeni bitki çeşitleri de elde edilmektedir.

Hayvancılık: Hayvancılık alanında özellikle Ankara keçisi, Van Kedisi, Sivas kangal köpeği gibi ülkemize özgün hayvan ırklarının korunması ve üremelerinin kontrol altına alınması konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca hayvanların daha sağlıklı olmaları için üretilen aşılarda biyoteknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkmıştır.

Gıda Üretimi: Gıda üretimi açısından biyoteknoloji denince pastörize yöntemi şüphesiz ilk akla gelen konudur. Pastörize besin maddelerinin hastalık yapan mikroorganizmalardan belli bir sıcaklığa kadar ısıtılarak temizlendiği biyoteknolojik bir yöntemdir. Özellikle süt ve meyve suyu gibi ürünler pastörize edilerek satışa sunulur.

Biyoteknolojinin Zararları: Günümüzde biyoteknolojinin oldukça gelişmiş olması dezavantajlarını da beraberinde getirmektedir. Üretilen biyolojik silahların biyoteknoloji kullanılarak yapılmış olduğunu bilmek oldukça üzücü bir durumdur. Biyolojik silahlar yanı sıra GDO'lu ürünlerin tüketilmesi sonucu ortaya çıkan hormon bozuklukları gibi hastalıklar yine biyoteknoloji ile hayatımıza girmiştir. Ayrıca GDO'lu ürünlerde bulunan toksit maddeler insan sağlığı açısında oldukça zararlıdır. Biyoteknolojinin kötü amaçlı kullanımı sonucu, bazı bitki tohumlarının genetik yapısı değiştirilerek besin değerleri, rengi, tadı, kokusu gibi özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi çok üzücü bir sonuçtur.
" } ] }