Hücresel Bağışıklık Yanıtını Oluşturan Hücreler
Hücresel bağışıklık, vücudun enfeksiyonlara ve anormal hücrelere (örneğin kanser hücreleri) karşı geliştirdiği, antikorlardan ziyade özelleşmiş hücreler aracılığıyla işleyen bir savunma mekanizmasıdır. Bu yanıtı oluşturan başlıca hücreler şunlardır:
- T Lenfositleri (T Hücreleri): Kemik iliğinde üretilip timusta olgunlaşan bu hücreler, hücresel bağışıklığın temelini oluşturur. Çeşitli alt tipleri bulunur
- Sitotoksik T Hücreleri (CD8+ T Hücreleri): Doğrudan enfekte hücreleri, kanser hücrelerini veya yabancı dokuları tanıyarak öldürür. Granzim ve perforin gibi maddeler salgılayarak hedef hücrenin apoptoz (programlı hücre ölümü) geçirmesini sağlarlar.
- Yardımcı T Hücreleri (CD4+ T Hücreleri): Bağışıklık yanıtını düzenleyerek diğer hücreleri aktive eder. Sitokin adı verilen kimyasal sinyaller salgılayarak makrofajların, B hücrelerinin ve diğer T hücrelerinin fonksiyonlarını güçlendirir. Th1, Th2, Th17 gibi alt grupları vardır.
- Düzenleyici T Hücreleri (Treg Hücreleri): Bağışıklık yanıtını kontrol altında tutarak aşırı reaksiyonları ve otoimmün hastalıkları önler. Aşırı aktivasyonu baskılayarak homeostaziyi sağlarlar.
- Doğal Öldürücü Hücreler (NK Hücreleri): Doğuştan gelen bağışıklık sisteminin bir parçası olmakla birlikte, hücresel bağışıklıkta da önemli rol oynarlar. Özellikle, MHC sınıf I molekülü eksprese etmeyen enfekte veya kanserli hücreleri hızla tanıyıp yok ederler.
- Makrofajlar: Antijen sunan hücreler olarak görev yaparlar ve T hücrelerini aktive ederler. Ayrıca, fagositoz yoluyla patojenleri ve ölü hücreleri temizleyerek hücresel bağışıklığa katkıda bulunurlar.
- Dendritik Hücreler: Enfeksiyon bölgelerinden antijenleri alıp lenf düğümlerine taşıyarak T hücrelerine sunarlar. Bu süreç, hücresel bağışıklık yanıtının başlatılmasında kritik bir adımdır.
Bu hücreler, koordineli bir şekilde çalışarak vücudu patojenlere ve anormal hücrelere karşı korur. Hücresel bağışıklık, özellikle hücre içi patojenlerle (örneğin virüsler ve bazı bakteriler) mücadelede ve kanser immunosürveyansında hayati öneme sahiptir.
|