Dendritik Hücreler Dendritik hücreler, memelilerdeki bağışıklık sistemini oluşturan önemli immün hücrelerden biridir. Ana işlevleri antijenleri işlemek ve bağışıklık sisteminin diğer hücrelerine sunmaktır. Bu hücreler, adaptif ve doğuştan gelen bağışıklık sistemleri arasında bir köprü görevi görerek, bağışıklık yanıtının etkin bir şekilde düzenlenmesine yardımcı olurlar. Dendritik Hücrelerin Bulunduğu Yerler Dendritik hücreler, beyin, testis ve göz hariç tüm dokularda bulunabilirler. Özellikle henüz farklılaşmamış T lenfositlerini uyararak birincil immün cevabın oluşmasını sağlarlar. Bu işlevlerini yerine getirebilmek için antijeni yakalama, işleme ve uygun kostimülan moleküllerle hücre yüzeyinde sunma becerisine sahiptirler. Ayrıca, B hücre fonksiyonlarının oluşumunda etkili olduklarından, humoral immünite gelişiminde önemli bir rol oynarlar. Tarihçe Dendritik hücreler ilk defa 1868 yılında Langerhans tarafından cilt epitel dokusunda gözlemlenmiştir. 1973 yılında Ralph Steinman, dalakta dendritik şekilli hücreler olduğunu keşfetmiş ve ardından bu hücrelerin sadece dalakta değil, birçok lenfoid ve lenfoid olmayan dokuda bulunduğu anlaşılmıştır. Yapısal Özellikler Dendritik hücrelerin yapısal görünümleri ve yüzeylerindeki bazı moleküllerin varlığı, eksikliği veya fonksiyonel yetenekleri tanımlanmalıdır. Temel morfolojik görüntülerinde, hücre yüzeyinden dışarı çıkan uzantılar mevcuttur. Bunun yanı sıra, antijeni işlemek için endosom, lizozom ve epidermisteki Langerhans hücreleri ve Birbeck granülleri gibi yapılar da bulunur. Ancak, bu hücreleri spesifik olarak tanımlayan hücre belirleyicisi henüz bulunamamıştır. Oluşum ve Farklılaşma Dendritik hücreler, hematopoetik (kan oluşturan) kök hücrelerden kaynaklanır ve kemik iliğinde miyeloid ve lenfoid olmak üzere iki temel tipi bulunur. Bu farklılaşmaya neden olan ana sitokin Flt-3L'dir. Lenfoid dendritik hücrelerde CD8α yüzey belirleyicisi varken, miyeloid dendritik hücrelerde bu indikatör bulunmaz. Çevresel dokuda dendritik hücreler immatür (tam gelişmemiş) yapıya sahipken, matür (olgun) şekilleri timus ve sekonder lenfoid organlarda bulunur. Miyeloid dendritik hücreler iki şekilde bulunur:
Olgun ve Olgunlaşmamış Dendritik Hücrelerin Özellikleri Çevresel dokuda bulunan dendritik hücreler immatür yapıda olup, antijenle karşılaştıklarında onu yakalar ve bağışıklığı harekete geçirmek üzere lenfoid organlara göç ederler. Bu süreç yaklaşık 48 saat sürer ve bu süre zarfında dendritik hücrelerde bazı yapısal ve işlevsel değişiklikler gözlemlenir. Bu değişim sonucunda immün yanıtı (matür dendritik hücre) oluşturan aktif hücreler meydana gelir. İmmatür dendritik hücreler, antijeni yakaladıktan sonra olgunlaşma safhasında dokudan drene oldukları lenf düğümüne gelir ve bu safhada olgun (matür) dendritik hücrelere dönüşerek henüz farklılaşmamış T lenfositleri uyarırlar. Bu süreçte kemokinler önemli bir rol oynar. Kemokinler, enflamasyon alanından salgılanan interlökin-8 gibi, heparin bağlayan ve makrofajlar ile T lenfositlerini çeken moleküllerdir. Olgun ve Olgunlaşmamış Dendritik Hücrelerin Başlıca Yapısal ve İşlevsel Farklılıkları
Görüldüğü üzere, immatür haldeyken antijeni yakalama ve işleme özellikleri olan dendritik hücreler, çevresel uyaranlarla olgunlaşma evresine geçtikçe, T hücrelerini uyaran hücre karakteri taşırlar. Dendritik hücrelerin fonksiyonları üç grupta toplanır:
|
Kayhan
20 Temmuz 2024 CumartesiDendritik hücrelerin adaptif ve doğuştan gelen bağışıklık sistemleri arasında köprü görevi görüp bağışıklık yanıtını etkin düzenlediğini öğrendim. Peki bu hücreler testis, beyin ve göz haricinde tüm dokularda bulunabiliyor mu? Şayet dendritik hücrelerin farklılaşmasını etkileyen ana sitokin Flt-3L değilse, başka hangi faktörler etkili olurdu? Dendritik hücrelerin antijeni yakaladıktan sonra 48 saat içinde olgunlaşarak T lenfositlerini uyarması nasıl bir süreçtir?
Cevap yazAdmin
20 Temmuz 2024 CumartesiMerhaba Kayhan Bey,
Dendritik hücreler gerçekten de doğuştan gelen ve adaptif bağışıklık sistemleri arasında köprü görevi görürler ve bağışıklık yanıtını etkin bir şekilde düzenlerler. Bu hücreler, testis, beyin ve göz gibi immünolojik ayrıcalıklı bölgeler haricinde hemen hemen tüm dokularda bulunabilirler.
Dendritik hücrelerin farklılaşmasını etkileyen ana sitokin Flt-3L'dir, ancak bunun dışında GM-CSF (Granülosit-Makrofaj Koloni Uyarıcı Faktör), TNF-α (Tümör Nekroz Faktörü-α) ve IL-4 (Interlökin-4) gibi diğer sitokinler de önemli rol oynar. Bu sitokinler, dendritik hücrelerin olgunlaşmasına ve bağışıklık yanıtını düzenlemesine yardımcı olur.
Dendritik hücrelerin antijeni yakaladıktan sonra 48 saat içinde olgunlaşarak T lenfositlerini uyarması oldukça karmaşık bir süreçtir. İlk olarak, dendritik hücreler antijeni yakalar ve işler. Ardından, bu hücreler olgunlaşarak lenf düğümlerine göç ederler. Bu süreçte, yüzeylerindeki kostimülatör moleküller ve MHC (Major Histocompatibility Complex) molekülleri artar. Lenf düğümlerine ulaştıklarında, olgunlaşmış dendritik hücreler T lenfositlerine antijeni sunar ve onları aktive eder. Bu aktivasyon, adaptif bağışıklık yanıtının başlaması için kritik öneme sahiptir.
Umarım sorularınızı yeterince açıklayabilmişimdir.
Saygılarımla,
Kayhan Bey